„Sıla Yolu“ ile Türkiye, Avrupa’nın yeni „Lezzet Turizm Merkezi‘ olacak!
„Sıla Yolu“ ile Türkiye, Avrupa’nın yeni „Lezzet Turizm Merkezi‘ olacak!
Avrupalı Türklerin, 1986’dan bu yana „Yol Kılavuzu“ olan SILA YOLU ile ETA / EuroTürk Assist „Yol Yardım Sigortası“ projelerinin kurucusu ve yöneticisi, değerli kardeşim Sezai Koç ile Dortmund’da buluştuk ve görüştük.
Avrupalı Türklerin, 1986’dan bu yana „Yol Kılavuzu“ olan SILA YOLU ile ETA / EuroTürk Assist „Yol Yardım Sigortası“ projelerinin kurucusu ve yöneticisi, değerli kardeşim Sezai Koç ile Dortmund’da buluştuk ve görüştük.
Türkiye’de başlayan „Bahar Mevsimi“ ve Avrupa’nın URLAUB „Tatil Sezonu“ üzerine konuştuk.
Eurotürklerin, Avrupa ülkeleri ile Anavatanlarındaki adreslerinin veya tatil yörelerinin adresleri arasında, bilhassa Otomobilleri gibi Motorlu Araçlarıyla yapacakları seyahatlerini, daha güvenli ve daha kaliteli hale getiren, yol güzergahları ve yol yardım hizmetleri sunan „SILA YOLU & ETA“ gibi projeleri yöneten, Almanya Dortmund Merkezli, DTAC e.V / Deutsch Turkischer Automobil Club Derneğinin Bşk. Sezai Koç ile Dortmund DİVAN RESTAURANT’da bir araya geldik.
Bizi 2025 EUROTÜRK GASTROHERO Ödül Adayımız, deneyimli işletmeci kardeşim Bünyamin Türksoy, ünlü restaurantında ağırladı ve hep birlikte; Avrupa kentlerinden başlayan SILA YOLU’nun, Türkiye içindeki, bölgelere ve kentlere akışında, nasıl LEZZET YOLU’na dönüşebileceğinin, alt yapısını hazırladık.
Sohbetimiz esnasında; Türkiye’de BAHARI KARŞILAMAYA hazırlanan, AVRUPALI EMEKLİLERİN çoktan, uçaklarla ülkemizin her tarafındaki „Havaalanlarımıza inmeye“, aktif gençlerin de, Motorlu Araçlarıyla 31 Mart (Ramazan Bayramı) itibariyle Kapıkule ve diğer Hudut Kapılarımıza gelmeye başladıklarını öğrendik.
Bayram buluşmaları, aile ziyaretleri, alışveriş turları ve tatil mekanı arayışlarına şahit olduk.
Bu vesileyle, büyük özlem çektikleri „TÜRKİYE LEZZETLERİNE“ ulaşım imkanları aradıklarını da tespit ettik.
Avrupa’nın: İsveç, Norveç, Danimarka, Finlandiya, Hollanda gibi Kuzey Ülkelerinden ve Batısındaki İngiltere, Belçika, Fransa, İsviçre, Polonya, Avusturya ve Almanya’nın hemen her tarafından, Türkiye’ye doğru yola çıkan Avrupalı Türk Vatandaşlarımıza; Türkiye içinde, takip edecekleri yol güzergahları ile bu yol planlaması üzerindeki il, ilçe ve kasabalardaki: Çok özel „Lezzet Mekanlarını“ görmelerininin, çok özel „Ürünlerin Lezzetlerini“ tatmalarının, nasıl mümkün olacağı konusundaki, öneri ve fikirlerimizi, DTAC Başkanı Koç ile paylaştık ve LDF/Lezzet Dernekleri Federasyonumuzun da katkılarıyla: „SILA YOLU, LEZZET DOLU“ Projemizi hayata nasıl geçirebileceğimizi değerlendirdik.
Hamzabeyli, Pazarkule ve Kapıkule Hudut Kapılarından Edirne’ye, Dereköy Hudut Kapısından Kırklareli’ne, İpsala Hudut Kapısından da Tekirdağ’a; Özel otomobil, minibüs, 4×4 araçlar, ile uzun kuyruklar oluşturarak giren (eskiden, onlara gurbetçi veya Alamancı denirdi) Avrupalı Türkler, önce bu şehirlerin lezzetleri ile tanışırlar, yola devam eder, olur olmaz yerlerde yedikleri ve içtiklerinden kendileri olmasa bile. çocuklarının rahatsızlanmalarına neden olurlar, çareyi meyveler, atıştırmalıklar, unlu mamüllerde bularak, ulaşacakları noktaya kadar, kalitesiz ve kasvetli bir yolculuk gerçekleştirirlerdi.
Neredeyse, katettikler yol kadar da, Ülkemiz içinde katedilecek mesafeler olup, örneğin: Kars, Van, Muş ve Mardin’e 2.000 km, Trabzon, Gaziantep, Erzurum ve Malatya’ya 1.500 km, Sinop, Adana, Antalya ve Tokat’a 1.000 km, Çanakkale, Kocaeli, Bursa ve İzmir gibi diğer şehitlerimize de 250 – 750 km mesafelerin dönüşleri ve civarlarında ki yer ziyaretleri de hesaba katıldığında, rakamların 2 – 3 katına çıktığı görülür.
DTAC ve LDF birlikteliğinde:
Bu Km’ler, tatilcilerimiz tarafından yapılırken; Önerilecek, kontrol edilmiş. Lezzet ve sağlık açısından güvenli, hizmet ve fiyat açısından garantili mekanların bu hususlarını ve adres bilgilerini içeren: Yazılı ve Dijital Mecra Uygulamaları, SILA YOLU, YOLCULARINA Ulaştırılacaktır.
HEDEFİMİZ: TÜRKİYE’Yİ, AVRUPA’NIN YENİ „LEZZET TURİZMİ MERKEZİ“ YAPMAKTIR.
Bu konudaki önceliğimiz, her zamanki gibi: Ülkelerine olan bağlılıklarını, hiç bir zaman kaybetmeyen, Avrupa’daki Gücümüz, Vatandaşlarımızdır.
Onlar her konuda: Turizmde, ihracatta, yatırımda hep Ana vatanlarını tercih etmişler, birikimlerini ülkelerinde değerlendirmiş, Avrupa’daki girişimlerini de bu hususu destekleyecek alanlarda yapmışlardır.
SILA YOLUMUZUN YOLCULARI, „Lezzetsever Avrupalı Türklerin“ öncülüğünde, biz de ülkemizi: İtalya, İspanya, Fransa gibi „YEMEK İÇMEK ve YENİ LEZZETLER TANIMAK“ için ziyaret edilen ülkeler arasına sokabilir ve Avrupa’nın, yeni „LEZZET TURİZMİ MERKEZİ“ yapabiliriz. „TÜRKİYE LEZZETLERİNİ“ Avrupalıların damaklarıyla tanıştırabilir, ülkemizde konakladıkları „Turizm Tesislerinin“ dışındaki: Özgün ve Yöresel Mutfaklarımıza ait Lezzetlerin sunulduğu, Restaurant, Fastfood, Pastane gibi mekanlarımıza yönlendirip, „Lezzetlerimizi Sevdirebiliriz.“
„HEDEFİMİZ BELLİ, YOLUMUZ EMİNDİR.“
SILA YOLU’nun, Avrupa’daki güzergahını ve Türkiye’deki yollarına, denizlerden ve havaalanlarından katılımlarını gösteren haritalar, yazımın içinde mevcuttur.
****
„TÜRKİYE’NİN LEZZETLERİ“, DÜNYA LEZZETLERİ LİĞİNDE YÜKSELİYOR!
Değerli okurlarım, Ramazan Bayramı öncesinde yazdığım; Ancak, sayfamın yoğunluğu sebebiyle, İTTİFAK GAZETEMİZ’in 2 sayfasında yer bulan Başyazımı, bazı ufak ilavelerle, okumanız ve benim gibi sizler de, gurur duymanız açısından yeniden revize ederek sunuyorum.
Ne demiştik? Avrupa’da Türk Gıda ve Gastronomi Sektörleri (Türkiye menşeili markalar ve sanayi ile birlikte) yükseliyor, yeni „Lezzetler ve Markalar“ doğuyor.
Tabiidir ki bunda Avrupalı Türk GASTROHEROLARIN büyük katkıları bulunmakta, onlar ülkemizden yaptıkları GIDA ÜRÜNLERİ İTHALATLARI ile AVRUPA’DA ÜRETTİKLERİ GIDA ÜRÜNLERİNİ, Avrupa’daki Etnik, Ulusal ve Discount MARKETLERİ ile HORECA Sektörüne dağıtıyor, TÜRKİYE’NİN LEZZETLERİNİ Avrupa’da yaşayan insanlara sunuyor ve tanıtıyorlar. Türkiye’nin, GIDA Ürünlerinin ihracatına katkıda bulunarak, TARIM Sektörümüzün ve GIDA Sanayimizin gelişimine öncülük yapıyorlar.
Ayrıca, Avrupalı Türklerin kurduğu veya işlettiği, Türk Tarzı „Yeme – İçme Mekanlarına“, Türkiye’de üretilen dekorasyon, mobilya, mefruşat, endüstriyel mutfak ve soğutucu cihazlar gibi „GASTRONOMİK SANAYİ ÜRÜNLERİNİ“ de pazarlıyorlar.
Özellikle, Marketçilik konusundaki en önemli husus, artık Avrupalıların da: Sığır, dana, koyun, keçi, hindi, tavuk gibi HELAL etleri daha çok tercih etmeleri ve sebze meyve ağırlıklı gıdalara yönelmeleridir.
Bu arada, bakliyat ve kuruyemiş pazarı da büyümekte, şekerleme ve atıştırmalıklarımız yenmekte, Türk Kahvemiz de icilmektedir.
Almanlar, „Helaldir, koşerdir, temizdir“ diye etlerini ve diğer gıdalarını da, devamlı çoğalan „Türk Gross Marketlerinden“ ve „Marketlerinden“ almaya başladılar.
Buna karşın; Alman Marketleri de: „Türkiye’nin Markalı Gıda Ürünlerini“ ve Avrupa’daki „Tedarikçi Türk Firmalarının“ Avrupa’da veya Türkiye’de Ürettikleri „Türkçe İsimleri olan Gıda Ürünlerini“ Raflarına koymaya başladılar.
Genel olarak; Türkiye’den her türlü „Gıda Maddesi İthalatı“ artıyor.
Avrupalı Türklerin, Türkiye’de kurdukları çiftlik ve fabrikalarındaki üretimlerinin, marka tanıtımlarında bu imajı ön plana çıkardıklarını gördüm.
Feinkostlar (Mezelik ürünler), hazır yemekler Türk ve Alman Marketlerindeki soğuk dolap ve dondurucularda, artık rahatlıkla bulunabilmekteler.
Bu son Almanya seyahatimde, 8 önemli şehirde temaslarım oldu.
Çoğunluğu Gıda Tedarikçileri ve bu ülkede: Feinkost ürünler, Et ve Süt ürünlerinin, üreticileri ile Yeme-İçme Mekanlarını içeriyordu.
Birçok Restaurant, Pastane, Cafe, Fastfood (dönerci, burgerci, pizzacı, köfteci,vs.) gibi satan veya servis yapan kuruluş sahipleri, kurdukları üretim yerlerinde, bu lezzetlere ait faaliyetleri gerçekleştiriyor ve bu özgün lezzetler;
Etnik, yerel ve ulusal marketlerin „Raf veya Soğutucu Dolapların da“ yerlerini alıyorlar.
Avrupalı Türk Vatandaşlarımızla Gurur duydum, Ülkemizin Turizm, Sanayi ve diğer alanlarındaki yatırımlarının propagandasına da katkı veriyorlar. Lezzetlerimizi, farklı insan gruplarına tanıtıyor ve onları alıştırıyorlar.
İthalat yapıyor, Anavatanlarına döviz kazandırıyorlar.
Hatta, Türkiye’de Gıda Üretim Tesisleri ve Lojistik Şirketlerini kurarak, istihdama ve yan hizmetlere kaynak yaratıyorlar.
Avrupa’daki bu tarz firmalarımızın, Kurucu ve Yöneticilerini „2025 EUROTÜRK GASTROHERO“ Ödüllerimizin Adayları arasına alıyoruz.
Çalışmalarımızla ilgili bilgileri, siz değerli okurlarımız için topluyor, yayınlıyor, bu Avrupalı Türklere HELAL OLSUN diyoruz.
Selam ve sevgilerimle,
@pakmanvasfi
„Bİ DEĞİŞİK EV“, DEĞİŞİK Bİ ORTAMDA, ÇOK DEĞİŞİK LEZZETLERLE DOLU, „Bİ KAHVALTI“ SUNUYOR!
Gül ve Ali Pilavcı çifti; Kocaeli’nin Karamürsel İlçesi Pazarköyünde, Körfeze hakim bir tepenin üzerindeki, özel yaşam alanlarında kurmuşlar, „Bİ DEĞİŞİK EV“ adını verdikleri mekanı.
Ve birgün; Tamamen HOBİ maksatlı olarak, bu BUTİK KAHVALTI EVİ’nin de içinde bulunduğu,
muhteşem ortamı, burada DOĞAL ÜRÜNLER’den kendileri için yarattıkları, özel LEZZETLERİ ve yıllarca biriktirdikleri, OTANTİK OBJELERLE donatıp, ormanla, toprakla bütünleştirdikleri:
„Bİ DEĞİŞİK EV“ markalı „Yiyecek – İçecek İşletmelerini“ kurararak, „Doğayı ve Lezzeti seven İnsanlarla“, sadece tatil günleri ve kendileri bizzat hizmet sunmak, onlarla sohbet etmek üzere paylaşmaya karar vermişler.
Geçtiğimiz hafta, Bayramın 3. günü sabahı, kız kardeşimin keşfettiği bu mekanda: LEZİZ, NEFİS ve ENFES bir KAHVALTIYI, meyve ağaçlarının arasında ve muhteşem Körfez manzarasına karşı ailece yaptık.
Tabii olarak, ailenin en büyük ferdi olan ben, sofranın en görkemli köşesini işgal ettim ve çok değerli Pilavcı Ailesinin, bizzat sunduğu doğal meyvelerden yapılmış, Aronia dahil REÇEL ÇEŞİTLERİNİ, Mekanın Chefi ve sahibesi Boşnak Kökenli Gül Hanımın elinden, bahçe çevresindeki seçilmiş otlardan BÖREK ÇEŞİTLERİNİ, özel sıkılmış, değişik orman ve bahçe meyvelerinden MEYVESUYU ÇEŞİTLERİNİ, seçkin markaların zeytin, peynir, sucuklarından, kendi kümeslerinin Gezen Tavuklarının yumurtaları ve orman-bahçe otlarından yapılmış, önümüze sürekli gelen lezzetlerin yanısıra, özel tatlılarından, bahçelerinin meyvelerinden de tattık.
BURADAKİ HER LEZZET: EV ve EL YAPIMI !
„Ben kendime, yedin-içtin, neler vardı? dedirtmem, iştahınız kabarabilir, günah benden gitti, açıklıyorum !“
Özel ekmek içinde pişmiş, tereyağlı peynirli, köy yumurtası. Kremalı peynirli patates. Sucuk tava, gezen tavuk yumurtalı omlet ve menemen, tavada kaldirek otu, simit dolması, Boşnak böreği, peynirli gözleme, sahanda yumurta ve çeşitli zeytinyağlılar, 4 çeşit mantı (klasik kıymalı, hamuru zerdeçallı, patatesli, ıspanaklı) sigara böreği, patates kızartması, peynirli bazlama ekmeği tostu, peynirli, sucuklu, tandırlı bazlama tostları.
Gelelim içeceklere: Ev yapımı ayran, sade ve meyveli limonatalar, meyve suları, Reyhan Şerbeti, Türk kahvesi, çay ve bitki çayları, köy sütü ve salep.
Tatlılarda: Mekana ait „Bi Tatlı“ (Özel ve çikolatalı), „İncir Uyutması“, kekler, kurabiyeler ve el yapımı dondurma da bulunmakta.
„GELİNESİ Bİ YER“ ANCAK, „REZERVASYON“ ŞART.
Konuk masalarını sıklıkla ziyaret eden, işletme sahiplerinden; Mekanın her köşesinin ve sergiledikleri her objenin hikayesini dinledik, 2 eğitimli, güler yüzlü, dost canlısı insanın ailesini tanıdık.
Burası: ÇOK ÖZEL LEZZETLERİ, AĞAÇLARIN ARASINDAKİ DOĞAL ORTAMI, BİR MÜZEYİ ANDIRAN DEKORASYONU ve OLAĞANÜSTÜ MANZARASI ile 2-3 saatte, yemek yiyip, kalkıp gidilecek bir yer değil, „Bİ DEĞİŞİK EV“ Üstelik, 05 yaşından 85 yaşına herkesi memnun etme özelliğine sahip.
Tam, „Burayı biz büyüklerde, ufak torunlarımız da, ailece çok sevdik. Yine geliriz, sizlere kolay gelsin, hayırlı işler ve bol kazançlar dileriz“ diyerek ayrılmak üzereyken, Ali bey ve Gül hanım, güler yüzleri ve tüm nezaketleriyle, utana, sıkıla ve de gerçekten üzülerek: Buranın İşletmesinin ve Lezzetlerinin hazırlanmasının, „ÇOK ZOR Bİ MEKAN“ olduğunu, her gün açık olamadıklarını belirterek: Sadece cumartesi-pazar ve tatil günlerinde; „Bizim gibi önceden REZERVASYON yaptıran, konuklarına hizmet verebildiklerini“, ifade ettiler.
Biz de, gördüğümüz ilgi ve lezzetler dahil, memnuniyetimizi ve teşekkürlerimizi sunduk.
„Önümüz ilkbahar-yaz, bir tatil günü daha ve daha da kalabalık olarak geliriz, inşallah.“ dedik, çay ve kahvelerimizi de içerek, Bİ DEĞİŞİK EV’den, damaklarımızdaki tatlarla ve anılarımızla ayrıldık.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.