Bir Tanık Anlatımıyla "Türkiye’de Yahudi Yaşamı: Tarih ve Anılar"

Almanya 14.07.2024 - 23:29, Güncelleme: 14.07.2024 - 23:37 962+ kez okundu.
 

Bir Tanık Anlatımıyla "Türkiye’de Yahudi Yaşamı: Tarih ve Anılar"

Sosyal Demokrat Parti (SPD) bünyesinde faaliyet gösteren Deutsch-Türkische Gesellschaft e.V. (DTG) - Alman-Türk Toplumu, "Türkiye’de Yahudi Yaşamı" konulu bir etkinlik düzenledi.

DTG Başkanı ve SPD Federal Meclis Milletvekili Macit Karaahmetoğlu’nun moderatörlüğünde gerçekleşen etkinliğin konuğu, çocukluğunun bir bölümünü Türkiye’de geçiren Andreas Laqueur oldu. Andreas Laqueur, Yahudi kökenli olduğu için Nasyonal Sosyalizm döneminde memurluktan atılan ve Türkiye’ye sığınan dedesi ve İkinci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye’de Alman Konsolosluğunda Ataşe olarak görev yapan babasının hikayelerinden kesitler paylaştı. Etkinlik, Berlin’de yapay zeka alanında çalışmalar yürüten ZEKI projesinin salonunda gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını DTG Başkan Yardımcısı Hukukçu Dr. Martin Manzel yaptı. Manzel, Yahudi toplumunun Türkiye’deki varlığının azalmasına rağmen sinagogları, hastanesi ve cemaatiyle yaşamaya devam ettiğini belirtti. Anadolu topraklarındaki Yahudi toplumunun tarihsel derinliğine vurgu yapan Manzel, Almanya’da Yahudi toplumunun güvenli bir ülke olup olmadığını sorgulamalarının utanç verici olduğunu ifade etti. Etkinlikte, Avukat Hayriye Manzel-Yerlikaya, Yahudi asıllı Berlinli kadın şair Mascha Kaleko’nun “Bleibtreu” adlı şiirini Almanca ve Türkçe olarak okudu. Macit Karaahmetoğlu’nun Andreas Laqueur ile sahneye çıktığı söyleşi sırasında Laqueur, dedesi August Laqueur’in ve babası Kurt Laqueur’in Türkiye’deki yaşamlarından kesitler sundu. Andreas Laqueur, dedesi August Laqueur’in, Hitler’in iktidara gelmesiyle 1935 yılında Türkiye’ye sığınarak bilimsel çalışmalar yaptığını ve Numune Hastanesi’nde fizyolojik terapi bölümünün kurulmasına katkı sağladığını anlattı. Laqueur, dedesinin savaş bittikten sonra da Türkiye’de kaldığını ve 1954 yılında Ankara’da vefat ettiğini belirtti. Andreas Laqueur, Nasyonal Sosyalist faşizminin korkunç yüzünü dedesinin yaşamından örneklerle anlattı. Yahudi kökenli büyük dedesi Ludwig Laqueur’in 1800’lerin ortalarında Hristiyanlığa geçerek Katolik olarak vaftiz edilmesine rağmen, bu din değiştirmenin sonraki kuşağı Hitler’in zulmünden kurtarmaya yetmediğini dile getirdi. Laqueur, Nazi Almanya’sından kaçan Alman bilim insanlarının Türkiye’de karşılaştıkları zorluklara rağmen genel olarak çok iyi karşılandıklarını ve üniversitelerde Türkçe ders verme şartıyla kabul edildiklerini belirtti. Nazi Almanya’sının Türkiye’den, sürgündeki Alman bilim insanlarını geri göndermesini talep ettiğini ancak Türkiye’nin bu teklifi reddettiğini ifade etti. Etkinlik, Almanya’nın Ankara eski Büyükelçisi Eckart Cuntz’un da katılımıyla izleyicilerin görüş ve sorularıyla devam etti. Macit Karaahmetoğlu, söyleşinin sonunda Andreas Laqueur’e bir kitap hediye etti. Laqueur, gecenin finalinde Türkçe olarak şükranlarını şu duygu dolu sözlerle dile getirdi: "Dedeme ve tüm ailesine kapılarını açarak sahip çıkan Mustafa Kemal Atatürk’e şükranlarımı sunuyorum. Eğer o olmasaydı belki annem ve babam hayatta olmayacaktı."
Sosyal Demokrat Parti (SPD) bünyesinde faaliyet gösteren Deutsch-Türkische Gesellschaft e.V. (DTG) - Alman-Türk Toplumu, "Türkiye’de Yahudi Yaşamı" konulu bir etkinlik düzenledi.

DTG Başkanı ve SPD Federal Meclis Milletvekili Macit Karaahmetoğlu’nun moderatörlüğünde gerçekleşen etkinliğin konuğu, çocukluğunun bir bölümünü Türkiye’de geçiren Andreas Laqueur oldu.


Andreas Laqueur, Yahudi kökenli olduğu için Nasyonal Sosyalizm döneminde memurluktan atılan ve Türkiye’ye sığınan dedesi ve İkinci Dünya Savaşı sonrasında
Türkiye’de Alman Konsolosluğunda Ataşe olarak görev yapan babasının hikayelerinden kesitler paylaştı.
Etkinlik, Berlin’de yapay zeka alanında çalışmalar yürüten ZEKI projesinin salonunda gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını DTG Başkan Yardımcısı Hukukçu Dr.
Martin Manzel yaptı. Manzel, Yahudi toplumunun Türkiye’deki varlığının azalmasına rağmen sinagogları, hastanesi ve cemaatiyle yaşamaya devam ettiğini belirtti.
Anadolu topraklarındaki Yahudi toplumunun tarihsel derinliğine vurgu yapan Manzel, Almanya’da Yahudi toplumunun güvenli bir ülke olup olmadığını
sorgulamalarının utanç verici olduğunu ifade etti.


Etkinlikte, Avukat Hayriye Manzel-Yerlikaya, Yahudi asıllı Berlinli kadın şair Mascha Kaleko’nun “Bleibtreu” adlı şiirini Almanca ve Türkçe olarak okudu.
Macit Karaahmetoğlu’nun Andreas Laqueur ile sahneye çıktığı söyleşi sırasında Laqueur, dedesi August Laqueur’in ve babası Kurt Laqueur’in Türkiye’deki
yaşamlarından kesitler sundu. Andreas Laqueur, dedesi August Laqueur’in, Hitler’in iktidara gelmesiyle 1935 yılında Türkiye’ye sığınarak bilimsel çalışmalar yaptığını ve
Numune Hastanesi’nde fizyolojik terapi bölümünün kurulmasına katkı sağladığını anlattı. Laqueur, dedesinin savaş bittikten sonra da Türkiye’de kaldığını ve 1954
yılında Ankara’da vefat ettiğini belirtti.


Andreas Laqueur, Nasyonal Sosyalist faşizminin korkunç yüzünü dedesinin yaşamından örneklerle anlattı. Yahudi kökenli büyük dedesi Ludwig Laqueur’in
1800’lerin ortalarında Hristiyanlığa geçerek Katolik olarak vaftiz edilmesine rağmen, bu din değiştirmenin sonraki kuşağı Hitler’in zulmünden kurtarmaya yetmediğini
dile getirdi.


Laqueur, Nazi Almanya’sından kaçan Alman bilim insanlarının Türkiye’de karşılaştıkları zorluklara rağmen genel olarak çok iyi karşılandıklarını ve üniversitelerde Türkçe ders verme şartıyla kabul edildiklerini belirtti. Nazi Almanya’sının Türkiye’den, sürgündeki Alman bilim insanlarını geri göndermesini talep ettiğini ancak Türkiye’nin bu teklifi reddettiğini ifade etti.


Etkinlik, Almanya’nın Ankara eski Büyükelçisi Eckart Cuntz’un da katılımıyla izleyicilerin görüş ve sorularıyla devam etti. Macit Karaahmetoğlu, söyleşinin sonunda Andreas Laqueur’e bir kitap hediye etti. Laqueur, gecenin finalinde Türkçe olarak şükranlarını şu duygu dolu sözlerle dile getirdi: "Dedeme ve tüm ailesine
kapılarını açarak sahip çıkan Mustafa Kemal Atatürk’e şükranlarımı sunuyorum. Eğer o olmasaydı belki annem ve babam hayatta olmayacaktı."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve lokalbakis.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.