Değerli okurlarım, daha önceki yazılarımda da defalarca değindiğim, her seferinde de yazarken büyük bir heyecan duyduğum, Mucizevi İnsanlarımız: AVRUPALI TÜRKLERİMİZ

Onlar; İsveç'te, Finlandiya'da, Danimarka'da, İngiltere'de, Hollanda'da, Belçika'da, Fransa'da, Avusturya'da, İsviçre'de, Polonya'da ve de Almanya'da yaptığım "Gazetecilik ve Yayıncılık" çalışmalarımın, 50 yılı içinde tanıdığım muhteşem insanlar. Onlar; 60'lı yıllarda işçi olarak daha sonra da eğitim amaçlı geldikleri bu ülkelerde evlenip, yerleşen, sonrasında Türkiye'deki ailesini ve yakınlarını da getiren, hem kendilerini geliştiren, hem de çocuklarını bu ülkelerde büyüten, okutan, iş sahibi eden değerli insanlarımız. Yine onlar; 70'li yıllarda ise, işçilikten çıkıp "Kendi İşinin Sahibi" olma gayretine giren: GİRİŞİMCİ, YATIRIMCI ve YÖNETİCİ kişilikler. Kendilerini, bu gayret ve çalışmalarından dolayı muhabbetle kutluyorum.

AVRUPALI TÜRK İŞVERENLER, bulundukları ülkelerin Ekonomilerine, katkıda bulunan, diğer Avrupalı Türklerin ihtiyaçlarını bilen ve karşılamaya çalışan, Ana Vatanlarından ithalat yapıp, sunan ve Ana Vatanlarına da yatırımlar yapan, fabrikalar, oteller kuran, işleten, ülkemiz insanlarına da iş veren, gayrimenkul yatırımları yapan, bu değerli insanları bulundukları ülkelerin yöneticileri de tanıyor, onlarla görüşüyor, fikirlerini alıyor ve başarılarını takdir ediyorlar.

Kalpleri, "Türkiye ve Türkiye'nin Lezzetleri" için çarpan, Avrupa'da faaliyetlerini sürdüren kardeşlerimizi ve yaptıkları fevkalade önemli işleri; Gelişen ve her konuda büyüyen ülkemizin "Sanayici, üretici, ihracatçı, tedarikçi sanatçı ve profesyonellerine" tanıtmak, amacıyla çıktığımız bu yoldaki konumuzu: Faaliyetlerini, Yeme- İçme konusunda sürdüren, öncelikle kendi insanımızın aradığı "Gıda Ürünlerini" özellikle Türkiye'den getiren, marketlere, restaurantlara, fırın, pastane ve diğer yeme içme mekanlarına dağıtan, toptancı hallerinde ve marketlerde aynı işi sürdüren, ithali mümkün olmayan ürünleri (Et ve süt içerikli) bu ülkelerde üreten, dağıtan, türevlerini ve yemeklerini yapıp, pazarlayan kişiler oluşturmakta.

Tabiidir ki, Avrupalıların yaptığı işleri de, yapan vatandaşlarımız var. Eğitimlerini aldıkları: Sigortacılık, muhasebecilik, avukatlık, doktorluk, eczacılık, mimarlık, mühendislik ve ayrıca İş olarak müteahhitlik, emlakçılık, galericilik, şoför eğitimciliği, oto tamirciliği, kadın ve erkek beraberliği, vs.

Resmi ve özel sektörde: Memurluk, polislik, askerlik, şoförlük gibi hemen herkesin yapabileceği işlere de devam edenler var.

Ancak görülen odur ki;  Bu işlerin de, bir çoğunu kendi nam ve hesaplarına, özel olarak kendi firmalarında yapanlar, aynen Gastronomi Alanında olduğu gibi çok daha büyük oranda.

Şimdilerde ise, faaliyetlerini: Bulundukları şehrin, ilçelerine, hatta diğer şehirlerine de yaymakta, başka ülkelerin şehirlerinde de firmalar, depolar kurarak, bayiler veya franchising ile geliştirmekteler.

Bu insanlarımız, bulundukları ülkelerde, ülkemiz üretici ve yatırımcılarına da kaynak sağlıyor ve imkanlar tanıyorlar.

Avrupa ülkelerine ihracatımız artıyor, Avrupalı Türklere gayrimenkul satışlarımız artıyor, Avrupa'ya daha çok Fastfood markamız, Franchising yoluyla gidiyor, Avrupa şehirlerinde "Türkçe İsimli Mekanlar & Mağazalar" her konuda çoğalıyor.

Kaynak: Vasfi Pakman